28 Nisan 2009 Salı

Öğrencileri Türkiye'ye Çağırdı

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, yurtdışında master ve doktora yapan öğrencileri, öğrenimlerini tamamlamalarından sonra hemen Türkiye'ye çağırdı.
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Türkiye'de üniversitelerde öğretim üyesi sağlanmasında ciddi sorunlar bulunduğunu belirterek, yurtdışında master ve doktora yapan öğrencileri, öğrenimlerini tamamlamalarından sonra hemen Türkiye'ye dönmeye çağırdı.

Temaslarda bulunmak üzere geldiği İngiltere'nin başkenti Londra'da, Türk öğrenciler tarafından kurulan Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin, Westminister Üniversitesi ile ortaklaşa düzenlediği söyleşiye katılan Yusuf Ziya Özcan ve beraberindeki YÖK heyeti, çoğu İngiltere'deki türlü üniversitelerde master ve doktora yapan kalabalık bir öğrenci topluluğu ve Türk öğretim üyeleri tarafından karşılandı.

YÖK üyeleri Prof. Dr. Atilla Eriş ve Prof Dr. Durmuş Günay ile birlikte kürsüye çıkan Özcan, göreve geldiklerinden beri, üniversite kapılarındaki birikimi azaltmak için kontenjanları artırmak, bunun sonucunda ortaya çıkan Öğretim üyesi açığını azaltmak için de yeni öğretim üyeleri yetiştirmek üzere yurtdışına öğrenci göndermek gibi adımlar attıklarını söyledi.

Öğretim üyesi açığının kapatılması için ayrıca üniversiteler dışında bürokraside çalışan 487 kişiye de ulaşıldığını belirten Özcan, bu kişilere üniversiteye dönmeleri için öneri götürmeye hazırlandıklarını bildirdi. Aynı sorunun çözümü için sağlıklı ve çalışabilir durumda olan öğretim üyeleri için emeklilik yaşını 67'Den 72'ye çıkardıklarını da belirten Özcan, bir diğer alanda yaptıkları ciddi çalışmanın da mesleki ve teknik eğitimin yeniden yapılandırılması ve ülkenin ihtiyacı olan teknik elemanların yetiştirilmesine olanak sağlanması olduğunu kaydetti.

Bu amaçla meslek yüksek okullarındaki 2 yıl, 4 sömestrlik eğitimi 2 yıl 6 sömestre çıkardıklarını belirten Özcan, sözkonusu okullara girişin de sınavlı duruma getirildiğini de ifade ederken, ''Teknik eğitimin eskiden olduğu gibi yeniden prestijli duruma getirilmesini amaçlıyoruz'' dedi.

Bir diğer yeniliğin de teknoloji fakültelerinin kurulması olduğunu, buralarda uygulama mühendislerinin yetiştirildiğini anlatan Özcan, eğitim fakültelerini kapatarak bunların teknoloji fakültelerine dönüştürülmesinri sağlayacaklarını dile getirdi.

AKADEMİK BAŞARI

Genç araştırma görevlilerinin üniversitelere girişleriyle ilgili olarak artık herşeyin tamamıyla akademik başarıya endekslenmesini istediklerini belirten Özcan, bu konuda yapılan ve kimi eleştirilere hedef olan değişikliklerin bugüne dek yaptıkları şeylerin en iyisi olduğunu, 10 yıl sonra herkesin gelip ellerini sıkacağını söyledi.

''Bundan sonra üniversitelerde gerçekten kabiliyetli olanlar görev yapacak'' diyen Özcan, aynı biçimde doçentlik sınavlarında da öznelliği ortadan kaldırmayı istediklerini bildirdi.

Üniversite giriş sınavlarının da yeniden iki kademeli duruma getirildiğini, böylece bir öğrencinin tüm kaderinin 190 dakikalık tek bir sınava bağlanmasını önlemeyi ve ilgi alanları doğrultusunda hizmet veren çağdaş bir sınav sistemini oturtmayı hedeflediklerini anlatan Özcan, uygulanan yeniliklerin üniversite kapısındaki yığılmayı azaltması durumunda sınavı gelecekte daha da düzgün yapabilecek duruma gelebileceklerini kaydetti.

Özcan ayrıca, bir diğer isteklerinin de cumhuriyet dönemi boyunca başarılamayan İngilizce eğitimini rayına oturtmak olduğunu belirtirken, 2.5 milyon üniversite öğrencisi ve daha alt kademelerde eğitim gören 22 milyon öğrencinin dil öğrenmek konusunda sorunları bulunduğuna dikkati çekti.

Bu konuda ellerindeki en önemli silahın uzaktan eğitim silahı olduğuna işaret eden Özcan, bunun yanısıra her tatil döneminde anadili İngilizce olan kişilerin öğrencilerle biraraya getirilmesiyle gayet doyurucu sonuçlar alabileceklerine inandıklarını anlattı.

Özcan, bu konudaki pilot çalışmaların 3 üniversitede başlatılacağını, başarılı olunursa tüm üniversitelere yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini kaydetti.

''KİMSEYİ GERİ ÇEVİRMEYİZ''

Yurtdışında eğitim gören Türk bilim adamlarına ülkenin gerçekten ihtiyacı bulunduğunun altını çizen Özcan, bu durumda olup Türkiye'ye dönen hiç kimseyi sevseler de sevmeseler de geri çivermeyeceklerini de belirtti ve ''Kimseye hayır diyecek durumda değiliz, memleketin hepinize ihtiyacı var. Sizden ülkenize bu yardımı yapmanızı beklmiyoruz'' diye konuştu.

Özcan, daha sonra soruları yanıtladı.

Araştırma görevlisi kadrosunun alınmasıyla ilgili nesnel ölçütlerin nasıl uygulanacağı yolundaki bir soru üzerine Özcan, ''Bizim yaptığımız değişiklik öncesinde hiçbiriniz ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi gibi okullara giremezdiniz. Şimdi yapılan değişikliklerle başarılı olan her öğrenci gerçekten başarılıysa Türkiye'de bir üniversiteye girecek. Bu bir devrimdir. Oraya geldiğinizde ne olduğunu anlayacaksınız. Şimdi Üniversitelere giriş bir 'yiğitler harmanı'na döndü. Başarılı olan girecek. Ülkemizin önümüzdeki 20 yılında yapılan en iyi iş budur'' dedi.

Denklik konusunda mükemmel işler yaptıklarını, akredite kitaplarında adı geçen üniversitelerden mezun olanların denkliğinin hemen verildiğini belirten Özcan, üniversitelerde işe gireceklerle ilgili bir başka soruyu yanıtlarken de, ''İşe yaramayanların üniversitelere girmesi bundan sonra hayal. Yeterli birikime sahip olmayıp da üniversiteye giren bir kişiyi gösterin ne isterseniz yapmaya hazırım'' diye konuştu.

Salondaki gençlerin mecburi hizmet atamaları gibi özel durumlarıyla ilgili sorunlarını da dinleyen Özcan, eğitim gördüğü alanda bölüm bulunmayan Harran Üniversitesi'nde mecburi hizmet yapması göngörülen bir öğrenciye de, ''sen gelene kadar mutlaka bölümünü açacağım. Seni YÖK Başkanı'na bunu söylediğine pişman edeceğim'' diye espri yaptı.

Özcan, yurtdışında eğitim gören erkek öğrencilerin yurda dönüşlerinde önlerine çıkan askerlik sorununun nasıl çözülebileceği sorusu üzerine de bu konuyu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesiyle görüştüğünü, ancak onların kendisine ordunun asker ihtiyacını ve bu konudaki güçlüklerini hatırlatarak yanıt verdiklerini söyledi.

Özcan, erkek öğrencilere bir an önce askerlik görevlerini yerine getirmelerini tavsiye ederken, bundan sonra öğretim üyelerine performanslarına göre maaş ödenmesi için bir ödül sistemi getireceklerini, bu biçimde öğretim üyelerinin maaşları kadar bir parayı kazanma olanaklarının ortaya çıkacağını anlattı. Bu paranın çalışana verileceğini de belirten Özcan, konuyla ilgili çalışmanın 2 aya dek sonuçlandırılacağını, bunun ardından akademisyenliğin cazip duruma geleceğini vurguladı.

0 yorum:

Yorum Gönder