19 Ekim 2009 Pazartesi

Kütüphanecilik Kulübü Danışman Öğretmenin Görevleri

a) Kulübün öğrenci sayısını liste hâlinde sosyal etkinlikler kuruluna bildirir.
b) Çalışmalarda öğrencileri, yaratıcı ve özgün fikirler üretmeye teşvik eder.
c) Çalışmaların genel gözetim ve rehberliğini sağlar.
d) Çalışmaların seyrini takip ederek sonucu, sosyal etkinlikler kuruluna bildirir.
e) Kulüp çalışmaları ile ilgili yazışmaları koordine eder.
f) Sosyal Etkinlikler Yıllık Çalışma Planı, Sosyal Etkinlikler Proje Uygulama Takvimi, Sosyal Etkinlikler Öğrenci Değerlendirme Formu, Sosyal Etkinlikler Proje Öneri Formu ve Sosyal Etkinlikler Proje Sonuç Raporunun hazırlanmasına rehberlik eder.
g) Yapılacak tüm çalışmalarda öğrencilerin duygu ve düşüncelerini etkilemeksizin yazım kuralları ve benzeri konularda yardımcı olur.
h) Kulüpteki öğrenciler ile toplanır, onları yönlendirir ve yapılan çalışmaları değerlendirir.
ı) Okul müdürüne karşı sorumludur.


Kütüphanecilik Kulübünün Çalışma Alanları

Kulüp şu alanlarda faaliyetlerde bulunur:

a. Sosyal Kulüp, gerek kendi üyelerinin gerek okulun bütün öğrencilerinin görüş, seziş, buluş ufuklarını geliştirici çalışmalara yer verir.
b. Çeşitli konularda yarışmalara yer vererek teşvik edici örneklemeler yapar.
c. Bulunulan yöredeki çocuk sorunları ile ilgili bilgiler toplayıp bunların panolarda sergilenmesini sağlar.
d. Sosyal Kulübün amacına uygun resim, sergi, film, slaytlar hazırlayıp gösterir.
e. Sosyal kulüp saatlerinde eğitici konuşmalar hazırlar.
f. Çocuklara haklarını öğretici yazılar ve resimler hazırlar ve bunu kulüp panosunda sergiler, sınıflarda açıklayıcı konuşmalar yapar.

1 Eylül 2009 Salı

2009-2 Öğretmen Atamaları

2009-2 Öğretmen atamaları yapılacak. Öğretmenlerin atama yapılacağı branşlar, taban puan, kadrolu ve sözleşmeli olarak alınacak öğretmen sayısı şu şekilde:

ALANTABAN PUANI

KONTENJAN
Kadrolu - Sözleşmeli

Acil Tıp Teknisyenliği 49 30 - 24
Ahşap Teknolojisi-1 70 17 - 27
Beden Eğitimi 74 80 - 185
Bilişim Teknolojileri 76 201 - 306
Biyoloji 83 46 - 92
Coğrafya 75 74 - 164
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi 68 50 - 70
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 68 152 - 300
El Sanatları Teknolojisi-1 72 4 - 10
El Sanatları Teknolojisi-2 70 4 - 10
Elektrik-Elektronik Teknolojisi-1 74 29 - 37
Elektrik-Elektronik Teknolojisi-2 83 10 - 6
Felsefe 80 43 - 66
Fen ve Teknoloji-Fen Bilgisi 86 204 - 383
Gazetecilik 71 1 - 3
Giyim Üretim Teknolojisi 80 15 - 25
Görme Engelliler Sınıf Öğretmenliği 56 8 - 13
Güzellik ve Saç Bakım Hizmetleri 49 16 - 23
Halkla İlişkiler ve Org. Hiz. 50 1 - 1
İHL Meslek Dersleri 74 22 - 42
İHL Meslek Dersleri Arapça 60 7 - 14
İlköğretim Matematik Öğretmenliği 85 190 - 353
İngilizce 74 370 - 707
İşitme Engelliler Sınıf Öğretmenliği 65 11 - 17
Kimya 84 36 - 73
Makine Teknolojisi-3 49 1 - (-)
Matbaa (-) 1 - (-)
Matematik 85 129 - 282
Muhasebe ve Finansman 79 10 - 31
Müzik 57 73 - 146
Okul Öncesi Öğretmenliği 54 1397- 3959
Pazarlama ve Perakende 85 2 - 4
Pilastik Teknolojisi 49 2 - 1
Radyo-Televizyon 86 3 - (-)
Rehber Öğretmen 68 182 - 328
Resim-İş/Resim/Görsel Sanatlar 70 50 - 113
Sınıf Öğretmenliği 79 699 - 1788
Sosyal Bilgiler 81 81 - 237
Tarih 81 47 - 119
Teknoloji ve Tasarım 57 61 - 198
Tesisat Teknolojisi ve İklimlendirme 72 8 - 9
Türk D. ve Ed./Dil ve Anl./Türk Ed. 78 213 - 408
Türkçe 83 112 - 258
Ulaştırma Hizmetleri 49 2 - 1
Zihin Engelliler Sınıf Öğretmenliği 55 91 - 147
Laboratuvar 50 15 - 20

23 Ağustos 2009 Pazar

Kemerburgaz Zeynep Mutlu Okulu Belediye tarafından yıkıldı


1999 yılından beri hizmet veren, Zeynep Mutlu Eğitim Vakfı Kemer Okulları'nın Kemerburgaz 'daki okul binaları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Eyüp Belediyesi ekipleri tarafından kaçak olduğu gerekçesi ile, büyük bir iş başarmanın zevki ile yıkıldı.

Açıldıktan 10 yıl sonra, bir okulu yıkmanın nasıl bir başarı olduğu merak edilmektedir. "Diyarbakırdaki hapishaneyi okula çevirelimmi ?" denildiği şu günlerde, bir çok öğretmenin görev aldığı, bir çok çocuğun eğitim aldığı bir okulu, okulların açılmasına 1 ay'dan az bir süre kala yıkmak, bu kararı alanlarda nasıl bir his uyandırmıştır?

Lütfen yorumlarınızı bekliyoruz...

29 Haziran 2009 Pazartesi

52 Öğrenci Özel okul sınavında %100 başarı sağladı

Özel Yabancı Ortaöğretim Okullarına Giriş Sınavında 52 öğrenci soruların %100'üne doğru yanıt vererek tam puan aldı.
İstanbul, İzmir ve Tarsus'taki 14 özel yabancı okula girmek için 18 bin 55 öğrenci 31 Mayıs'ta yapılan Özel Yabancı Okullar Sınavı'na katıldı. Sınav sorularının yüzde 90'nı Türkçe, matematik, fen ve teknoloji, sosyal bilgiler derslerini içerdi. Soruların yüzde 70'i 8. sınıf, yüzde 30'u ise 7. sınıfların öğretim programlarını kapsadı. Sınav sorularının yüzde 10'luk dilimi ise dil öğrenme yeteneğini ölçen sorulardan oluştu. Sınav sonuçları binlik sisteme göre Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce hesaplandı. Adaylar sınav sonuçlarını sadece “www.meb.gov.tr” adresinden kimlik numaralarıyla öğrenebilecekler. Adaylara sınav sonuç belgesi gönderilmeyecek.
Özel okullara girmek isteyen öğrenciler 26 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında “www.meb.gov.tr” adresinden tercih işlemlerini gerçekleştirebilirler. Öğrenciler en fazla 8 tercihte bulunabilecekler.

9 Haziran 2009 Salı

İlköğretim 5.ci sınıf öğrencisi hayatında ilk defa sinemaya hastanede gitti

Adana'da 16. Altın Koza Fim Festivali kapsamında "Okullar sinemada, sinema okullarda" bölümünde öğrenciler sinemayla buluşmaya başladı. Yaklaşık 200 okulda 5 sinema salonunda ve 1 Hastanede genelde hiç sinemaya gitmemiş öğrenciler sinemayla buluşuyor. Adana Karacaoğlan İlköğretim Okulu'nda öğrenim gören yaklaşık 200 öğrencide Ortopedia Hastanesinde sinema izlemenin keyfini yaşadı. Bu öğrenciler arasında bulunan 5.sınıf öğrencisi Kübra Tekin maddi imkansızlıklar nedeniyle hayatında hiç sinemaya gidemediğini, ama ilk defa sinemayıda bir hastanede izleyebileceğini aklının ucundan bile geçirmediğini belirtti.

Adana'da 350 Çocuk Okula Kazandırıldı


Adana'da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan "Yetiştirici Sınıf Öğretim Programı" kapsamında 8768 çocuktan 350'sinin bu yıl okula kazandırıldığı bildirildi.


Adana İl Milli Eğitim Müdürü Abdulgafur Büyükfırat, yaptığı açıklamada:

" Bu çocukların çoğu okula başlıyor ama ekonomik, sosyal yada ailevi nedenlerden okula devam edemiyordu. Çocukların kaldığı yerden devam etmesi için Unicef'in de teknik desteğiyle Yetiştirici Sınıf Öğretim Programı (YSÖP) ile çocukların okula kazandırılması hedefleniyor" dedi.

Bu sistemde okuldan ayrılan çocuklar tespit edildikten sonra halk eğitim merkezlerinde eğitim alıyor. Örneğin 2. sınıftan okulu bırakmış ama yaşı 5. sınıf ise bu çocuklara 2-3 ve 4.sınıf eğitimleri verildikten sonra örgün eğitime veriliyor. Böylece çocuk örgün eğitime zorlanmadan adapte oluyor.


Adana'da bu program çerçevesinde 8768 çocuğun tespit edildiğini ve bunların hızla okullaşmasının sağlandığını vurgulayan Büyükfırat "Bu yıl çocuklardan 350's okula kazandırıldı. Görevlendirdiğimiz öğretmenlerimiz mahalle mahalle, ev ev gezerek çocukları tespit etti. Adana'da okula gitmeyen bir tek çocuk kalmayıncaya kadar mücadelemiz devam edecek" diye konuştu.

10 Mayıs 2009 Pazar

1. Ulusal 100 Temel Eser Kitap Okuma Yarışması Sonuçları

Kayseri Kılıçaslan Eğitim Kurumları ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen 1. Ulusal 100 Temel Eser Kitap Okuma Yarışması sonuçlandı.
66 ildeki 551 okuldan 2 bin 48 öğrencinin katıldığı yarışmada dereceye girenler düzenlenen törenle ödüllendirildi. Kadir Has Kongre Merkezi'ndeki törene Kayseri Vali Yardımcıları Ali Mantı ve Fahri Oluk, Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata, Melikgazi Milli Eğitim Müdürü Mustafa Dikmen, İl Milli Eğitim Müdür yardımcılarından Osman Elmalı ve Mehmet Şahin, Melikgazi İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Fatih Eroğlu, Boydak Holding CEO'su Memduh Boydak, Melikşah Üniversitesi Genel Sekreteri Veli Demirci, gazeteci-yazar İdris Gürsoy, Kılıçaslan Eğitim Kurumları Genel Müdürü Abdulvahap Özer ile okul müdürleri, öğretmenler, veliler ve öğrenciler katıldı.
Özel Kılıçaslan Liseleri Müdürü Ümit Murat Tunç, bu yıl ilk ulusal çapta organize ettikleri yarışmanın büyük ilgi gördüğünü söyledi. Türkiye'den her köşesinden katılımcıların kitap ortak paydasında buluştuğunu belirten Tunç, "Okumaya ilgiyi artırmak ve öğrencinin anlama seviyesini ölçmek amacıyla 3 yıldan bu yana bölgesel düzeyde gerçekleştirdiğimiz '100 Temel Eser Kitap Okuma Yarışması'nı bu yıl İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün desteğiyle ulusal hale getirdik. Öğrencilerin '100 Temel Eser' listesinden daha önceden duyurulan 12'şer eserle ilgili 100 soruya cevap vermesine dayalı yarışmayı aynı gün içerisinde sonuçlandırdık ve çocuklarımızı ödüllendirdik." diye konuştu. Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Ayata ise ilköğretim ve liseler düzeyinde iki kategoride yapılan yarışmayla Türkiye'de bir ilkin gerçekleştirildiğini ifade etti. Yarışmayla 'Türkiye Okuyor' kampanyasına ve 'Konuşan Kitap Şenliği' faaliyetlerine destek sağlamayı da amaçladıklarını anlatan Ayata, "İki bin 48 öğrenciyi kitap ortak paydasında buluşturarak kitaba ve okumaya dikkat çekmeyi başardık. Kılıçaslan Eğitim Kurumları'nı bu güzel etkinlikten dolayı tebrik ediyor, ülkemizin dört bir yanından gelen yavrularımıza ve öğretmenlerimize katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum." dedi. Para ödüllerinin yanı sıra Boydak Holdink Ödülleri ve Yayınevi Ödülleri olmak üzere toplamda 60 öğrencinin kürsüye çıktığı yarışmasının en ilgi çeken yanı ise hem ilköğretimlerde hem de liselerde Türkiye birincisinin Adıyaman'dan çıkması oldu.
İlköğretimlerde Adıyaman Cengiz Topel İlköğretim Okulu'ndan İbrahim Tursun zirveye çıkarken,
Lise kategorisinde Adıyaman Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencisi Mustafa Nevzat Pirbudak Türkiye birincisi oldu.
Her iki kategoride de birincilere 3'er bin lira, öğretmenlerine de 1000'er lira ödülün verildiği yarışmada toplam 23 bin lira para ve küçük hediyeler ödül olarak dağıtıldı.

1.Ulusal Kitap Okuma Yarışması sonuçları şöyle:

İlköğretim kategorisi:
1. İbrahim Tursun Adıyaman Cengiz Topel İlköğretim Okulu
2.Leyla Cevher Kayseri Kadir Has İlköğretim Okulu
3.Burcu Pınarbaşı Kayseri Adnan Menderes İlköğretim Okulu
4.Serdar Karadağ Rize Özel Şahika-Salih Kalkavan İlköğretim Okulu
5.Hayriye İbiş Kayseri Mehmet Soysaraç İlköğretim Okulu
6.Hatice Kübra İpek Ankara Özel Ahmet Yesevi İlköğretim Okulu

Lise Kategorisi:
1.Mustafa Nevzat Pirbudak Adıyaman Anadolu Öğretmen Lisesi
2.Zeynep Dağdeviren Zonguldak Özel Yıldırım Lisesi
3.Huriye Berna Yılmaz Ankara Özel Samanyolu Cemal Şaşmaz Lisesi
4.Elif Melis Külbay Ankara Atatürk Anadolu Lisesi
5.Ayşe Polat Kayseri Bünyan Anadolu Lisesi
6.Muhammet İkbal Altındağ Sinop Fen Lisesi

8 Mayıs 2009 Cuma

Öğrencilerin Kredi Borcuna Haciz Yok.


Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, ''Kurumdan kredi almış ve geri ödeme durumuna gelmiş borçlulara herhangi bir icra uygulanmamıştır'' dedi.
Yurtkur'dan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde çeşitli basın kuruluşlarında kurum ile ilgili olarak ''Öğrenciler icra takibinde'' konulu kamuoyunu yanıltıcı haberlerin yer aldığını belirtti.YURTKUR'dan kredi almış ve geri ödeme durumuna gelmiş borçlulara herhangi bir icra uygulanmadığını vurgulayan Genel Müdür Albayrak, ''Üstelik icra uygulaması söz konusu olmadığı gibi borçlara erteleme imkanı da getirilmiştir. 5505 Sayılı Kanuna istinaden işsiz olan ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumunda kaydı bulunmayanlara, kuruma bir dilekçe ile müracaat etmeleri halinde borçları birer yıllık süreyle ertelenmektedir'' dedi.

Lise ve Ortaokul Yönetmeliği Değişti.


Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yaptığı değişiklikle liseye ilk defa kayıt olacakların yaş sınırı 19’dan 18’e çekildi.

Buna göre liseye başlayacak öğrencinin 18 yaşından gün almamış olması gerekiyor. MEB’in, Resmi Gazete’de yayımlanmak üzere Başbakanlık’a sunduğu yeni yönetmelikle, valiliğin izni ile "bir yaş büyük öğrencilerin" liseye alınabileceği yetkisi de kaldırılıyor.

Yeni yönetmelikle artık genel liselerin sınıf mevcudu da 36’yı geçemeyecek. Yeni yönetmelikle hamile olan öğretmenlere doğuma üç ay kala ve doğumdan sonra bir yıl nöbet görevi verilmeyecek.

Yönetmelikte yapılan bir başka değişiklik, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda liselilerin de iki gün tatil yapacak olması. Yeni düzenleme ile 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda hem lise hem de ilköğretim öğrencilerine tanınan "ertesi gün" tatili, 23 Nisan’larda da ilköğretimle birlikte lise öğrencilerine de tanınacak.

Cep Telefonunuzu Sakın Sınava Getirmeyin!!!


Hafta sonu yapılacak Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) için adaylara gönderilen giriş belgesinde, sınavın yapılacağı binaya kesinlikle cep telefonu ile gelinmemesi yönünde 7 kez uyarıda bulunulduğu dikkati çekti.

10 Mayıs Pazar günü yapılacak olan ALES'in ilkbahar dönemi için adaylara sınava giriş ve kimlik belgeleri gönderilmeye devam ediyor. ÖSYM tarafından hazırlanan, arkalı önlü tek sayfalık ''Sınava Giriş ve Kimlik Belgesi''nde, adaylara ''cep telefonu getirmemeleri'' istendi.

Belgenin ön yüzündeki adayların fotoğrafının bulunduğu kısmın altında kırmızı harflerle ''cep telefonu yanında olan aday sınav binasına kesinlikle alınmayacaktır'' ifadesi yer alırken, adres bilgilerinin yazılı olduğu bölümün yanında da ''cep telefonu yanında olan aday sınav binasına kesinlikle alınmayacaktır'', ''yanında kapalı bile olsa cep telefonu olduğu tespit edilen adayların sınavları uyarı yapılmaksızın geçersiz sayılacaktır'' ve ''bina girişlerinde cep telefonu emanete alınmayacaktır'' yazıları yer aldı.Aynı yazılar, giriş belgesinin arka yüzünde bulunan ve 11 maddeden oluşan ''Önemli Uyarılar'' bölümünün son 3 maddesinde de bulunuyor.

1 Mayıs 2009 Cuma

Uluslararası Çevre Olimpiyatı'ndan 1 Altın 2 gümüş madalya.

Erkul Koleji Öğrencisi Ömer Murat Asi ve Ali Can Çaparlı Altın madalya sahibi olurken, Ankara Samanyolu Kojeji öğrencileri Fetullah Önal ve Ahmet Can Soruklu ile İzmir Atatürk Lisesi öğrencileri Berfin Sennur Tulaz ve Osman Edirnelioğlu'nun projeleri ise gümüş madalyaya layık görüldü.

Azerbaycan Devlet Petrol şirketi, Ekoloji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Azerbaycan Çağ Öğretim Eğitim Kurumları ve İctimai Televizyonu'nun organizasyonunu ile düzenlenen Uluslararası Çevre Olimpiyatı 'na 33 ülkeden toplam 250 proje yarıştı.

Altın madalya kazanan Erkul Koleji Öğrencisi Ömer Murat Asi, ''Bugün dünyanın en mutlu insanı benim. Ay yıldızlı bayrağımı dalgalandırmak benim en büyük hayalimdi. Bu hayali gerçekleştirmemde emeği olan herkese teşekkür ediyorum." dedi.

Altın madalya kazanan projenin diğer öğrencisi Ali Can Çaparlı, '' Farklı medeniyetleri tanıma fırsatı bulduğum bu büyük organizasyondan vatanıma altın madalya kazanarak dönmekten çok mutluyum.'' ifadesini kullandı.

Olimpiyata katılan Türkiye ile birlikte Azerbaycan, Afganistan, Moldova, ve Kazakistan da altın madalya kazandı. Toplam 250 projenin değerlendirildiği yarışmada Amerika, Irak, Tacikistan, Nijer gümüş madalya, Arnavutluk, Makedonya, Gürcistan, Kuzey Kıbrıs, Pakistan, Endonezya, Kırgızistan, Brezilya, Vietnam, Nijerya, Tayland, Slovakya, Tayvan, Ukrayna, Hindistan, Polonya, Çad, Maldivya, Sudan ve Suudi Arabistan bronz madalya kazandı.

Prof. Dr. Arıboğan'dan öğrencilere tüyolar

Bahçeşehir Üniversitesi'nin düzenlediği "geleceğin meslekleri" toplantısında Rektör Deniz Ülke Arıboğan kendinden örnek verdi.

Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülker Arıboğan, değişen dünyada, üniversitelerin dünyadaki bütün öğrencilere değer yaratmak zorunda olduğunu ve yerel kalamayacağını söyledi.

Bahçeşehir Üniversitesi'nce, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nda, üniversite sınavlarına hazırlanan lise son sınıf öğrencilerine yönelik ''Geleceğin Meslekleri Tanıtımı'' toplantısı yapıldı. Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülker Arıboğan, toplantıda yaptığı konuşmada, lise son sınıf öğrencileri için bu dönemin çok önemli olduğunu belirterek, sınavlarda bazı öğrencilerin başarılı, bazılarının başarısız olacağını ancak bunun yaşam maçının son golü olmayacağını kaydetti.

SINAV YAŞAMIN SON GOLÜ DEĞİL

Kendi öğrencilik ve meslek yaşamından örnekler veren Prof. Dr. Arıboğan, pek başarılı bir öğrenci olmadığını ancak bu yaşam sürecinde hayatında yeni maçların ortaya çıktığını ve bunları değerlendirdiğini, bugün de bir üniversitenin rektörlüğünü yaptığını anımsattı. Prof. Dr. Arıboğan şöyle konuştu:

''Üniversite sınavları sizlerin yaşam maçınızın son golü olmayacaktır. İnsan yaşamı uzun bir süreç. Bu süreçte çok goller atacaksınız. İkmale kalacaklarınız olacak, daha başarılı olanlarınız bulunacak. Hayatınızın çeşitli dönemlerinde farklı başarılar ya da başarısızlık elde edebilirsiniz ama yaşam devam ediyor. Yılmayacaksınız. Sizler çok bilinçli gençlersiniz, dünya değişiyor.

Yaşamın her döneminde her zaman idmanlı olun, çalışın. Yeteneklerinizi çok iyi keşfedin. Çünkü dünya sürekli değişiyor. Yeteneklerinizi iyi bilin, ona göre kendinize şekil verin.''

Prof. Dr. Arıboğan, öğrencilerine iş yaratmak amacıyla da sanayi ile iş birliği yaptıklarını bu doğrultuda 3 ve 4'ncü sınıf öğrencilerine yönelik ''Markalı Ders Uygulaması'' başlattıklarını bildirdi. Prof. Dr. Arıboğan, üniversite bünyesinde felsefe okulu açtıklarını, bu dönemde de tarih ve edebiyat okulu açacaklarını sözlerine ekledi.

Bahçeşehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Kaan Harun Ökten de üniversitelere gidecek öğrencilerin farklı bir yaşam beklediğini anlattı. Üniversitenin özgür düşünmeyi öğreteceğine işaret eden Ökten, üniversitelerin öğrencilerin bağımsız birey olabilmelerini, hayatlarına şekil vermelerini öğreteceğini vurguladı.

İşte 19 fakülteye atanan dekanlar

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 19 fakülteye dekan atadı.

YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, Kurulun dün yapılan toplantısında,Avrupa Eğitim Vakfının kurmak istediği üniversiteye ilişkin sunum yapıldığı belirtildi.

Toplantıda ayrıca 19 fakülteye dekan atamasının gerçekleştirildiği bildirildi.

Dekan ataması yapılan fakülteler şunlar:

-Akdeniz Üniversitesi Alanya İşletme Fakültesine Prof. Dr. İbrahim Güngör

-Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesine Prof. Dr. Ayşe Gönül Akçamete

-Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesine Prof. Dr. Mustafa Atasever

-Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Biga İİBF'ye Prof. Dr. A. Kazım Kirtiş

-Çanakkale 18 Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesine Prof. Dr. İbrahimHatiboğlu

-Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine Prof. Dr. Derviş Yılmaz

-Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Adil Kılıç

-Gaziantep Üniversitesi Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Tokay Gedikoğlu

-İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine Prof. Dr. Ünsal Özge

-İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesine Prof. Dr. Baki Akkuş

-Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine Prof.Dr. Semih Çağlar

-Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İİBF'ye Prof. Dr. Ahmet Hamdi Aydın

-Kırklareli Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesine Prof. Dr. İsmail Ekmekçi-

-Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine Prof. Dr. Nazan Erkmen

-Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Ayla Sevim Erol

-Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesine Prof. Dr. Hacı İbrahim Ekiz-Mimar Sinan Güzel Sanatlar Mimarlık Fakültesine Prof. Dr. Güzin Konuk

-Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesine Prof. Dr. Şemsettin Osmanoğlu

-Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesine Prof. Dr. Doğan Şenyüz

Açıklamada, YÖK Genel Kurulu toplantısında, Eğitim, Kadro, Vakıf Üniversiteleri Koordinasyon ve Diploma Denklik Komisyonlarının raporlarının görüşüldüğü belirtilerek, bir sonraki toplantının 21 Mayıs 2009 tarihinde yapılacağı bildirildi.

Türk öğrenci tasarım üçüncüsü

Onsekiz Mart İlköğretim Okulu 6. sınıf öğrencisi Türkü Çebi'nin, "Yat Oku" isimli projesi, 3 bin 605 proje arasında dünya üçüncüsü oldu.

Kitap okurken sırtının ve kollarının ağrıması sebebiyle yardımcı bir ürün bulunup bulunmadığını araştıran küçük mucit Çebi, olmadığını görünce kendisi yapmaya karar verdi. Uluslararası tasarım yarışması sayesinde de projesini hayata geçirdi. İlk olarak düşüncesini kağıda döken Çebi, çizimler yaparak ürünün iskeletini oluşturdu. Yapım aşamasında ise ailesi yardımına koşarak, çizimleri marangoza imal ettirdi.

Yarışmaya ilk olarak internet yoluyla katıldıklarını belirten teknoloji ve tasarım dersi öğretmeni Öznur Ersoy, "Dünyanın her yerinden 3 bin 605 proje arasında finale kaldık. Dünya genelinden 28 ülke ve Türkiye'den 75 il yarışmaya katıldı. Finale kaldığımız haberi gelince, projeyi Ankara'da iki gün boyunca sergiledik." dedi.

Teknoloji ve tasarım dersinin ufkunu açtığını ifade eden Türkü Çebi de, "Geliştirdiğim projeyi öğretmenimle birlikte yarışmaya gönderdik. Dereceye girme aşamasında ailem ve öğretmenlerim umudunu yitirmişti fakat ben sonuna kadar sakladım ve dünya üçüncüsü oldum." şeklinde konuştu.

Çebi, yaptığı okuma sehpasının özellikleri hakkında şunları söyledi: "Benim projem, açılır kapanır bir mekanizma olduğu için yer kaplamaz. Bir kol vardır, bu açılır ve nota sehpası gibi bir şekil alır. Bu sehpa yerine kitap koyulur. Geceleri kitap okumak için üstünde ışık mekanizması vardır. Böylece yatarak ve ellerimizi kullanmadan okuyabiliriz. Yaparken zorlandım, marangoz ve elektrikçi ustalardan yardım aldım. Bu sehpa özellikle yaşlılar, çocuklar ve yatağa mahkum insanlar tarafından kullanılabilir."

Farabi Karadeniz'de yayılıyor

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü ve Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği Dönem Başkanı Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz Farabi'ye imza attı.

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Rektörü ve Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği (BKÜB) Dönem Başkanı Prof. Dr. Bektaş Açıkgöz, bölgedeki üniversiteler arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişimini sağlayacak ''Farabi programı''yla ilgili protokollerin imzalandığını söyledi.

Açıkgöz, ZKÜ Konser Salonu'nda basına kapalı gerçekleştirilen BKÜB 5. Ortak Senato Toplantısı'nın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, toplantıda üniversitelerin işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilen çalışmaların değerlendirildiğini söyledi.

Öğrenci ve öğretim üyesi değiştirilmesi konusunda somut çalışmaları olduğunu anlatan Açıkgöz, şöyle dedi:

''Bölgedeki üniversiteler arasında öğrenci ve öğretim üyesi değişimini sağlayacak Farabi programıyla ilgili protokolleri imzaladık. Öğrencilerimiz ve öğretim üyelerimiz bir dönemlerini bölgedeki üniversitelerde geçirebilecekler. Örneğin, bizim öğrencimiz Kocaeli ve Sakarya'ya, oradaki öğrencilerde ZKÜ'ye gelip derslerini sürdürebilecekler. Sportif alanlarda özellikle üniversitelerin spor kulüpleriyle ilgili bölgesel lig oluşturulması ve müsabakalar yapılması çalışmaları var. Bu yıl, ZKÜ'de 2 turnuva düzenlenmesi kararlaştırıldı.''

Toplantıya, Abant İzzet Baysal, Sakarya, Kocaeli, Düzce, Karabük ve Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin senatolarının katıldığını anlatan Açıkgöz, ''Çalışma grupların faaliyetlerini görüştük. Ortak lisansüstü ve doktora programları gibi somut çalışmaların yapılmasından da mutluluk duyduk'' dedi.

Açıkgöz, gazetecilerin Ergenekon soruşturması kapsamında rektörlerin gözaltına alınması konusunun gündeme gelip gelmediğine yönelik sorusunu, ''Bu konu gündeme gelmedi. Biz bunu üniversite olarak değerlendireceğiz. Her üniversite kendisi değerlendirecektir. Bu konuda görüşme yapmadık'' diye yanıtladı.

Sınav için zihin açan sihirli yiyecek

Üniversite sınavlarına mı hazırlanıyorsunuz. Doç. Elmacıoğlu'ndan önemli bir tüyo; belleğinizi güçlendirmek ve konsantrasyon için balık yiyin.

Hafızanızı güçlendirmenin ve konsantrasyonu artırmanın sihirli yolu balıktan geçiyor... Sınava hazırlananların mutlaka balık tüketmesi öneriliyor. Balık yiyemeyenlere ise balık yağı kapsülleri tavsiye ediliyor.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Beslenme Uzmanı Doç.Dr. Funda Elmacıoğlu, yüz binlerce öğrencinin katıldığı Öğrenci Seçme Sınavı, Seviye Belirleme Sınavı ile Kamu Personeli Seçme Sınavı gibi genel sınavlara hazırlananlara tüyo verdi.

''Beslenme konusunda birkaç basit kural sınav sırasında yaşanabilecek olumsuzlukları ortadan kaldıracaktır'' diyen Elmacıoğlu, şunları kaydetti:

''Özellikle sınav öncesi dönemde mutlaka balık yenilmeli, ya da balık yağı takviyesi yapılmalıdır. Balık belleği güçlendirir, öğrenmeyi ve konsantrasyonu kolaylaştırır. Eğer balık yenilemiyorsa mutlaka her gün 500 miligram balık yağı kapsüllerinden alınmalıdır.''

SINAV SABAHI NE YAPMALI?

Elmecıoğlu, adayların sınav sabahı evlerinde mutlaka kahvaltı yapmaları gerektiğine de işaret etti.

Kahvaltısında üzüm pekmezi, peynir, yarım yağlı süt ve yumurtadan oluşan protein ağırlıklı gıdalar alınmasını öneren Elmacıoğlu, tuzlu ya da tatlı ağırlıklı proteinsiz reçelli ekmek veya ballı ekmek yemenin yanlış olduğunu kaydetti.

ÇİKOLATA YARARLI DEĞİL

Elmacıoğlu, şu bilgileri verdi:

''Sınav öncesi ve sabahı tuzlu ve tatlı yiyecekler tüketilmesi özellikle sıcak havalarda sıvı kaybı meydana gelecektir. Sıvı kaybı hafızada karmaşa ve kararsızlık yaratır. Bunun için gerektiği oranda sıvı alınmalıdır. Şekerin ve çikolatanın başarıyı arttırıcı etkisi yoktur. Ayrıca sınava hazırlık dönemlerinde fazlaca gazlı içecek, çikolata ve şeker tüketimi bağırsak hareketlerini bozar ve huzursuzluğa neden olur.''

Konya'nın ikinci üniversitesi oluyor

Konya'da ikinci üniversite kuruluyor. Yasası TBMM'ye geldi. Mevlana Üniversitesi yakında...

Konya'da ikinci üniversitenin kurulması için yasa tasarası TBMM'ye sevkedildi. Mevlana Üniversitesi adı ile kurulması planlanan Üniversitenin bu yıl yasasının çıkması ve önümüzdeki eğitim yılında hayata geçmesi bekleniyor.

Konya’da, Gevher Sultan Eğitim Araştırma Kültür ve Sağlık Vakfı tarafından Mevlana Üniversitesi adıyla ,2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olarak kurulan vakıf üniversitesi'nin kuruluş kanunu TBMM komisyon ve Genel Kurulu'nda ele alınacak.

Mevlana Üniversitesi, Rektörlüğe bağlı olarak; Eczacılık, Mühendislik, Hukuk, İşletme, Eğitim, Tıp Fakültesi ve
Sağlık Hizmetleri, Meslek yüksek okulları ile Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Sağlık Bilimleri Enstitüsünden oluşacak.

Öğrenci kredi borcuna haciz var mı?

Kredi borcuna haciz haberleri telaşa neden oldu.YURTKUR Genel Müdürü konuyla ilgili açıklama yaptı.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, ''Kurumdan kredi almış ve geri ödeme durumuna gelmiş borçlulara herhangi bir icra uygulanmamıştır'' dedi.

Albayrak yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde çeşitli basın kuruluşlarında kurum ile ilgili olarak ''Öğrenciler icra takibinde'' konulu kamuoyunu yanıltıcı haberlerin yer aldığını belirtti.

YURTKUR'dan kredi almış ve geri ödeme durumuna gelmiş borçlulara herhangi bir icra uygulanmadığını vurgulayan Albayrak, ''Üstelik icra uygulaması söz konusu olmadığı gibi borçlara erteleme imkanı da getirilmiştir. 5505 Sayılı Kanuna istinaden işsiz olan ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumunda kaydı bulunmayanlara, kuruma bir dilekçe ile müracaat etmeleri halinde borçları birer yıllık süreyle ertelenmektedir'' dedi.

Lise son sınıf öğrencilerinin rapor almasına gerek kalmadı

Milli Eğitim Bakanlığı, bir milyon lise son sınıf öğrencisini yakından ilgilendiren bir karar aldı. Üniversite sınavına hazırlanırken rapor alan öğrencilere, rapor yerine alternatif getirdi.

Üniversite sınavına hazırlandığı için hastanelerden rapor alarak ders çalışan veya dershaneye giden öğrencileri rahatlatan bakanlık, 'rapor' yerine 'velinin yazılı başvurusunu' yeterli saydı.

Halen 20 gün 'özürsüz', 25 gün de rapor alarak 'özürlü' devamsızlık yapabilen lise öğrencileri artık 25 günlük özürlü devamsızlıkları için de rapor almak zorunda olmayacak. Sadece lise son sınıf öğrencilerine verilen bu imkanla 'öğrenci velisinin okul müdürlüğüne yazılı olarak başvurması halinde beyan edeceği süre' de özürlü devamsızlıktan sayılacak.

Ancak genelgeye göre özürlü ve özürsüz devamsızlık süresi 45 günü yine geçemeyecek. Yeni uygulamanın gerekçesini açıklayan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, "Öğrencileri sahte rapor almaya teşvik etmek doğru değildi. Rapor, aslında birbirimizi kandırma anlamına geliyordu." dedi.

Bakan Çelik, 'özürlü devamsızlık' konusu ile ilgili illere gönderdiği genelgede, 'ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören son sınıf öğrencilerinin yıl boyu yoğun bir çalışma temposu göstererek ÖSS'ye hazırlandıklarını' kaydetti.

Öğrencilerin 'sınav streslerinin azaltılması, derslere motivasyonlarının sağlanması ve sınavlara psikolojik olarak daha rahat girmelerini' amaçladıklarını vurgulayan Hüseyin Çelik, "Bu yıla mahsus olmak üzere yönetmelikte belirtilen özürlerin yanı sıra öğrenci velisinin okul müdürlüğüne yazılı olarak başvurması halinde beyan edeceği sürenin de özürlü devamsızlıktan sayılması, öğrenci ve velilerine moral kazandıracaktır." ifadesini kullandı.

Geçmiş yıllarda da devamsızlık sürelerine ilave olarak ÖSS'nin yapılacağı hafta lise son sınıflar 'izinli' sayılmıştı. Her yıl özellikle ÖSS'ye bir-iki ay kala öğrenciler özürlü ve özürsüz devamsızlık haklarını kullanıyor, özürlü devamsızlık günleri için ise sağlık ocakları ve hastanelerden rapor alıyordu. Bu durumdan Sağlık Bakanlığı, hastane, sağlık ocakları ve doktorlar rahatsız oluyor, öğrencilerin de 'sahte rapor' almaya teşvik edilmesi, eleştiriliyordu.

Yeni öğretim yılı 24 Eylül'de başlayacak

Ramazan Bayramı sebebiyle eğitim öğretim yılının açılışını 2,5 hafta erteleyen Milli Eğitim Bakanlığı, çalışma takvimini belirledi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından illere gönderilen takvime göre, 2009-2010 eğitim öğretim yılı 24 Eylül 2009 Perşembe günü başlayacak.

18 Haziran 2010 Cuma günü de tatile girecek. Okulların açılışının 17 gün ertelenmesi, kapanışın ise bir hafta geciktirilmesi sebebiyle önümüzdeki öğretim yılında 177 gün eğitim yapılacak. Mevzuatta 180 gün eğitim yapılması 'esas' iken, kapanış tarihinin haftanın ilk üç gününe denk gelmesi halinde eğitim süresinin 177'ye çekilebileceği öngörülüyor. Öğrenciler 25 Ocak ile 5 Şubat 2010 tarihleri arasında yarıyıl tatili yapacak.

Yeni Milli Eğitim Bakanı : Nimet Çubukçu

Nimet Çubukçu, 1965 yılında Karaman'da doğdu. 1988 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. 1990 yılından itibaren serbest avukat olarak çalışmaya başladı. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Komisyonu'nda ve Çocuk Mahkemeleri'nde görev yaptı.


AKP kurucu üyesi olan Çubukçu, 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili seçildi, 2 Haziran 2005'te Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevine atandı.Bugün itibarı ile Milli Eğitim bakanı olarak atandı.

Çubukçu, evli ve 1 çocuk annesi.

Umarız güzel çalışmalara imza atar ...

30 Nisan 2009 Perşembe

ÖSYM numarası tarihe karıştı

Üniversiteye giriş sınavlarına giren her aday için hayatında önemli bir yere sahip olan ÖSYM numarası bu yıl itibariyle tamamen tarihe karıştı. 2003 yılından bu yana T.C. Kimlik numaraları ile işlem yapılan ÖSS’de, 1983-2002 yıllarında sınavlara giren adaylardan istenen ÖSYM numaraları, bu yıl itibariyle artık istenmeyecek.

ÖSS 2009 için başvurular bugün başlarken, başvuru formunda da geçen yıla göre küçük bir değişiklik yapıldı. 2002 yılına kadar üniversiteye giriş sınavlarında her aday için öneme sahip olan “ÖSYM Numarası” kısmı tamamen kaldırıldı. TC Kimlik numarasının her alanda kullanılmaya başlanması ile 2003 yılından bu yana üniversiteye giriş sınavlarında da T.C. Kimlik Numarası kullanılmaya başlanmıştı. 1983-2002 yılları arasında sınava girmiş olan ve daha sonraki yıllarda da sınava giren adaylar ise daha önce aldıkları 10 haneli ÖSYM Numarası’nı ÖSS Aday Bilgi Formu’nda yer alan “ÖSYM Numarası” kısmına yazıyordu. Ancak, 2009 ÖSYS Aday Bilgi Formu’nda artık “ÖSYM Numarası” kısmı da tamamen kaldırıldı. Bundan sonra 1983 ile 2002 yılları arasında üniversiteye giriş sınavına girerek ÖSYM numarası alan adaylar, bu yıl sınava girmeleri halinde artık bu numarayı yazmayacaklar.

ÖSYM, bu şekilde artık, üniversiteye giren birçok adayın hayatında da önemli bir yere sahip olan ÖSYM numarasını tamamen tarihe karıştırmış oldu. ÖSYM Numarası, tahtını T.C. Kimlik numarasına kaptırmış oldu.

ÖSS'YE GİRİŞ ÜCRETİ YİNE DEĞİŞMEDİ

Geçen yıl, ÖSS’ye giriş sınavı için alınan ücrette değişikliğe gitmeyen ÖSYM, enflasyonda yüzde 10’un üzerinde artış yaşanmasına karşın bu yılda da sınav ücretlerinde değişikliğe gitmedi. ÖSS'ye girecek adaylardan bu yıl 40 TL alınacak. YDS'ye katılacak adaylar ise ÖSS için yatıracakları ücretten 10 TL daha fazla ödeyecekler. ÖSS Sınav Kılavuzu ücreti ise yine geçen yıl olduğu gibi 2 TL olacak.

Lise öğretmenlerine müjde

Mevcut 3 bin ilköğretim müfettişinin yetersiz kalması sebebiyle Milli Eğitim Bakanlığı bu yıl 405 ilköğretim müfettiş yardımcısı daha alacak.

16 branşta yapılacak alıma lise öğretmenleri de başvurabilecek. Böylece lise öğretmenleri de ilköğretim müfettişi olabilecek.

Milli Eğitim Bakanlığı yeni ilköğretim müfettiş yardımcısı almak için duyuru yaptı. Bakan Hüseyin Çelik imzasıyla illere gönderilen genelgeye göre 2-20 Mart 2009 tarihleri arasında internetten alınacak başvurular sonrasında 27 Haziran 2009'da yazılı sınav yapılacak. En fazla sınıf öğretmeni branşından (160) yapılacak ilköğretim müfettiş yardımcılığı alımı için diğer branşların kontenjanları şöyle: Beden eğitimi 10, din kültürü 25, fen bilgisi 25, görme engelliler sınıf 2, ilköğretim matematik 25, İngilizce 20, işitme engelliler sınıf 3, müzik 5, okulöncesi 15, rehber 15, resim 15, sosyal bilgiler 25, teknoloji ve tasarım 20, Türkçe 35 ve zihinsel engelliler sınıf öğretmenliği 5. Mevcut 3 bin ilköğretim müfettişinin 2 bine yakını sınıf öğretmenliği branşından atanmış, Bakanlık 2006'da 65, 2007'de ise 312 ilköğretim müfettiş yardımcısı almıştı.

Ağustos ayında 15 bin öğretmen daha atanacak

Milli Eğitim Bakanı (MEB) Hüseyin Çelik, , Ağustos ayında 15 bin Kasım ayında ise 10 bin olmak üzere bu yıl toplam 40 bine yakın öğretmen atamasının yapılacağını söyledi.

Çelik, kısa bir süre önce 8 bin 141 kadrolu öğretmen ataması yaptıklarını anımsattı. 4-B kapsamında çalışan pek çok öğretmenin kadroya geçtiğini belirten Çelik, ''Onların boşalttığı 6 bin 500 kişilik kadroya 4-B kapsamında atama yapacağız'' diye konuştu.

Öğretmen atamalarının devam edeceğini ifade eden Çelik, Ağustos ayında 15 bin, Kasım ayında da 10 bin öğretmen ataması yapacaklarını söyledi. Çelik, 2009 yılı içerisinde 35 bini aşkın öğretmen ataması yapmış olacaklarını ifade etti.

2009-1 ATAMALARINDA SADECE BİN 818 ÖĞRETMEN ATANMIŞ

Milli Eğitim Bakanlığı, 25 Şubat'ta yapılan 2009-1 öğretmen atamalarında 7 bin 81'i kadrolu olmak üzere, toplam 8 bin 141 öğretmen atamıştı. Bilgisayar ortamında yapılan atamaların 834'ü açıktan atama, 48'i milli sporcu, 86'sı kurumlar arası atama, 492'si kur'a ile atama, 7 bin 81'si ise kadrolu olarak yapılmıştı. Son yapılan atamalarda ise 2009-1 atamalarında sözleşmeliden kadroluya geçen öğretmenlerin yerine atama yapılmıştı. bu atamalarda 6 bin 323 öğretmenin atanmasının yapılması ise MEB'in 2009-1 öğretmen atamalarında sadece 1818 öğretmen atadığı ortaya çıktı.


700 BİN ÖĞRETMENE BİLGİSAYAR

Bakan Çelik daha önce Vakıfbank ile yaptıkları projeyle 100 bin öğretmeni bilgisayar sahibi yaptıklarını anımsatarak “Yaklaşık 700 bin öğretmenimiz var. Artık bilgisayar çağına girdik. İlk olarak tüm öğretmenlerimizin bilgisayar çağına ayak uydurmasını sağlıyoruz. Yeni bir projeye yaparak özel fiyat ile her öğretmene diz üstü bilgisayar sahibi olmasını amaçlıyoruz. İntel, Microsoft ve bankalar ile anlaşma yapacağız. Seçim sonrası buna başlayacağız" dedi.

MEB'den öğretmenlere uyarı!

Milli Eğitim Bakanlığı, öğrencilere sürekli internetten ödev verilmesi, ödevlerin de veliler tarafından yapılması üzerine okul idarecilerini ve öğretmenleri uyardı.

Veliler tarafından yapılan ödevlerin kabul edilmemesini isteyen bakanlık, öğretmenlerin de sürekli internetten yapılacak ödev vermemelerini istedi. Bakan Hüseyin Çelik, ilköğretim öğrencilerine verilen 'proje ve performans ödevleri' konusunda yaşanan tartışmaları çözmek için illere bir genelge gönderdi. Bakan Çelik, ödevlerin 'öğrencinin yapmakta, öğretmenin ise takip etmekte ve değerlendirmekte zorlanacağı güçlükte olmamasını, şartlara göre pratik ve ekonomik olmasını' istedi. Genelgeye göre, ödevler maddi olarak öğrenciye yük getirecek ve öğrencinin ulaşmakta zorlanacağı kaynaklardan verilmeyecek, öğrenci seviyesinin üzerinde olmamasına da özen gösterilecek. Ödev verilirken öğrencinin kendi çabası ile ulaşabileceği kaynaklara yönlendirilmesi isteniyor. Velilerin gerekli kaynak ve materyallere ulaşma, yol gösterme gibi konularda öğrencilere yardımları dışında 'ödevi yapmak gibi' katkılarının olmamasına dikkat edilecek. Velilerin veya başkalarının yaptığı çalışmalarla öğrenci performansı tespit edilemeyeceği için öğrenci tarafından yapılmayan çalışmalar değerlendirilmeyecek.

Genelgede, öğretmenden, öğrencilerin ödevleri yaptıkları süreci takip etmeleri istendi. Bakan Çelik'in genelgesinde, ödevlerin yapım aşaması da tespit edildi. Artık 'öğrencilerin gelişim düzeyleri, ilgi, istek, öğrenme ihtiyaçları, okul ve çevre imkanları dikkate alınarak' ödev verilecek. Öğretmenler, öğrencilerin ilgilerine, özelliklerine ve seviyelerine uygun ödevler seçecek. Performans görevleri ve projeler sadece not vermek için kullanılmayacak, amacın 'sadece değerlendirme değil, öğrencilere beceri kazandırma da olduğu' unutulmayacak. Bakan Çelik genelgede, "Performans görevleri, öğrencilerin, internetten ya da ansiklopedilerden bilgileri aynen aktarmaları değil, bilgiyi edinme, düzenleme, kritik etme, kendini ifade etme, yaratıcılığı ve vücut dilini kullanma gibi hem bilişsel hem psikomotor hem de duyuşsal becerilerini işe koşmalarını sağlamalıdır." dedi.

Öğretmen adayları için KPSS yapılacak

Sınavı gerçekleştirecek Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) ilanına göre, 2009-KPSS, lisans düzeyinde sadece A grubu ve öğretmenlik kadroları için 27-28 Haziran 2009 tarihlerinde Cumartesi günü sabah ve öğleden sonra, Pazar günü sabah ve öğleden sonra olmak üzere dört oturumda, Türkiye'de tüm il merkezleri ile KKTC'nin başkenti Lefkoşa'da gerçekleştirilecek.

2009-KPSS sonuçları B grubu kadrolar için kullanılmayacak. Bu nedenle 2009-KPSS'ye, sadece A grubu (Başbakanlık, bakanlıklar, bunların müsteşarlık, başkanlık ve bağımsız genel müdürlük düzeyindeki bağlı ve ilgili kuruluşları ile bağlı ortaklıklarındaki özel yarışma sınavına tabi tutulmak suretiyle girilen ve belirli bir yetişme programı sonrası yeterlik sınavına tabi tutulan mesleklere ilişkin kadro ve görevler ile il özel idareleri ve belediyelerin teftiş kurulları) ve öğretmenlik kadrolarına atanmak isteyen lisans mezunları ile bir lisans programından mezun olabilecek durumdaki adaylar girebilecekler.

-BAŞVURULAR-

Sınava başvurular, 27 Nisan-8 Mayıs 2009 tarihleri arasında yapılabilecek. Başvurular, ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinin ve belirli ortaöğretim kurumlarının açacakları başvuru merkezlerince yürütülecek. Başvuru merkezleri ÖSYM'nin ''www.osym.gov.tr'' internet adresinde yayınlanacak.

Sınava katılmak isteyen adaylar, kılavuz ile aday bilgi formuna başvurma süresi içinde ÖSYM'nin internet adresinden ulaşacaklar. Kılavuzun dağıtımı ve satışı yapılmayacak.

2009-KPSS kılavuzunda başvurma, sınav, değerlendirme ve yerleştirme ile ilgili ayrıntılı bilgiler yer alacak. Sınava başvuracak adayların kılavuzu diKkatli incelemeleri öneriliyor.

2009-KPSS sonuçları, sadece A grubu ve öğretmen kadroları için sınav tarihinden itibaren 2 yıl geçerli olacak.

MEB, 2009-2010 eğitim-öğretim yılı çalışma takvimi

Milli Eğitim Bakanlığı, 24 Eylül Perşembe günü başlayacak 2009-2010 eğitim-öğretim yılının çalışma takvimini belirledi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik imzasıyla yayımlanan genelgeye göre, bu eğitim-öğretim yılı, 12 Haziran 2009 Cuma günü sona erecek.

"Türkiye'nin coğrafi konumu ve bölgeler arası iklim farklılıkları ile turizm sezonunun değişkenlik göstermesi nedeniyle öğrencilerin ve velilerin olumsuz etkilenmemesi için" 24 Eylül 2009 Perşembe günü başlaması kararlaştırılan 2009-2010 eğitim öğretim yılı, 18 Haziran 2010 Cuma günü sona erecek. 2009-2010 eğitim-öğretim yılının ilk dönemi, 22 Ocak 2010 Cuma günü sona erecek. Yarıyıl tatili, 25 Ocak-5 Şubat arasında yapılacak. İkinci dönem, 8 Şubat Pazartesi günü başlayacak ve 18 Haziran 2010'da yaz tatiline girilecek.

Çalışma takvimi, bu tarihler dikkate alınarak, "Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve Yaygın Eğitim Kurumlarının Çalışma Takvimi" örneği esaslarına göre, valiliklerce düzenlenecek.

2010-2011 eğitim-öğretim yılının da 13 Eylül Pazartesi günü başlaması kararlaştırıldı.

İlköğretim Ders Programlarına Kısmi İptal

Danıştay 8. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulunun, ilköğretim Türkçe dersi programının değiştirilmesine ilişkin 115 sayılı kararının 1, 2, 4 ve 5. sınıflara yönelik kısmı ile ilköğretim Hayat Bilgisi dersi programının değiştirilmesine ilişkin 116 sayılı kararını iptal etti.

Bir öğrenci velisi, Talim ve Terbiye Kurulunun (TTK) ilköğretim Türkçe, Matematik, Sosyal Bilimler, Fen ve Teknoloji ile Hayat Bilgisi dersleri öğretim programlarını değiştiren 12 Temmuz 2004 tarihli 114, 115, 116, 117 ve 118 sayılı kararlarının iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

Danıştay 8. Dairesinin istediği bilirkişi incelemesinin sonucunda hazırlanan raporda, Sosyal Bilgiler 4 ve 5. sınıf ders kitaplarıyla, Fen ve Teknoloji 4 ve 5. sınıf ders kitaplarının Anayasaya, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, Atatürk ilke ve inkılaplarına, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına aykırılıklarının bulunmadığı görüşü bildirildi.

Raporda ''Hayat bilgisi 1, 2 ve 3. sınıf ders kitaplarının vatan sevgisi ve demokrasi kültürü yönünden zayıf ve yeni ilköğretim programının geliştirilmeye muhtaç olduğu sonucuna ulaşıldığı'' belirtildi. Raporda, Türkçe, 1 ve 2. sınıf ders kitaplarının ''önerilemeyeceği'', 4. sınıf ders kitabının ''uygun nitelikte metinlerle değiştirilmesi ve kitapta saptanan yanlışların düzeltilmesi, eksikliklerin giderilmesi halinde ders kitabı olarak önerilebileceği'', 5. sınıf Türkçe ders kitabının ''yanlışlıklarının düzeltilmesi ve eksikliklerinin giderilmesi koşuluyla ders kitabı olarak önerilebileceği'' görüşüne yer verildi.

Öğrenciler e-postanızı almayı unutmayın


4. ve 5. Sınıfları okutan sınıf öğretmenleri, sınıflarındaki öğrencilerine e-posta hesaplarını açarak öğrencilere dağıtacaklar.

Öğrencilere ait e-postalar (……@ogrenci.meb.k12.tr) uzantılı olacak

Okul Müdürleri 4. ve 5. sınıfları okutan sınıf öğretmenleri için, e-posta hesaplarının oluşturulmasını sağlayacaklar. e-postalar (……@ogretmen.meb.gov.tr)

Okul Müdürleri Sınıf Öğretmenlerinin hesaplarına yetki tanımlamalarının yapılmasını sağlayarak Öğrenci hesabı oluşturabilme yetkisi verecekler.

Üniversite mezunlarına kötü haber...

Üniversite mezunlarına kötü haber... Herkes 12 yada 15 ay askerlik yapacak. Asteğmenlik kalkıyor...Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, ileride de tek tip askerlik mesajını verdi. 4 yıllık fakülte mezunu herkes er olarak askerliğini yapacak.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un ‘’Bedelli askerlik yok’’ diyerek ileride de tek tip askerliğe geçileceği yönünde mesaj vermesi, TSK’daki yeni konsept çalışmalarını da gözler önüne serdi.

Yapılanmanın tamamlanması ile birlikle, yedek subaylık tamamen kalkacak. Herkes 12 ya da 15 ay erlik yapacak. Takım komutanı ihtiyacını, yedek subaylar yerine, sözleşmeli subaylarla karşılanacak.

2008’in Mayıs ayından itibaren 6 komando tugayına artık yedek subaylar alınmıyor. Aralık 2009’dan itibaren de erler alınmayacak. Bu 6 tugay tamamen subay astsubay ve uzman erbaşlardan oluşacak. Böylelikle terörle mücadelede görev alan tamamen profesyonel yaklaşık 9 bin 500 kişilik bir birlik oluşacak.

TEK TİP ASKERLİK

TSK, zaman içerisinde “Profesyonel askerlik ile mecburi askerlikten oluşan bir sisteme” geçecek. Daha önce tümen-alay esasına dayalı olan kuvvet yapısını, tugay-tabur esasına çevrildi. Subay ve astsubaylarına ilaveten uzman erbaş sistemi ile de profesyonel orduya geçişte mesafe kaydedildi.

Profesyonel ordu çalışmaları tamamlandığında, zorunlu askerlik hizmeti de tek olacak. Yedeksubaylık ve kısa dönem erlik kaldırılacak. Herkes celp dönemlerindeki ihtiyaca ve yükümlü sayısına göre, 12 ya da 15 ay erlik yapacak. Yurt dışındakiler için dövizli askerlik devam ederken, yurt içinde ancak her celp döneminde askere alınacak yükümlü sayısı, ihtiyaç duyulandan çok ise bedelli askerlik gündeme gelecek. Genelkurmay, bugünkü şartlarda 2013 yılına kadar bedelli askerliğin gündeme gelmeyeceğini hesaplıyorlar.

KONSEPT DEĞİŞİYOR

TSK’daki reform çalışmalarının ilk aşaması askerlik süresinin kısaltılması ve profesyonel ordu faaliyetleri oldu. 18 aylık uzun dönem askerlik süresi 15 aya, 16 ay olan yedek subaylık süresi 12 aya, 8 ay olan kısa dönem askerlik süresi de 6 aya indirildi. Artık er ve erbaşlara bazı birliklerinde görev verilmiyor.

Özel Kuvvetler Komutanlığı, Jandarma özel harekât taburları, 5'i Kara Kuvvetleri Komutanlığına, 1'i Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı komando tugayları, Sabit konuşlu iç güvenlik taburları ve Destek unsurları tamamen profesyonellerden oluşacak. İç güvenlik ve komando taburlarında görev alacak erler, Eğirdir Dağ ve Komando Okulunda eğitilecek. Profesyonel olacak 6 komando tugayının her biri yaklaşık 1600 personelden oluşacak.

DÜNYADA DURUM

Gazeteport’un derlediği bilgilere göre, AB üyesi 25 üyeden 10’unda zorunlu askerlik hizmeti yok. Bunlar arasında İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Danimarka, İsveç var. Zorunlu askerlik, Portekiz, İspanya, İtalya, Lüksemburg, İrlanda Yunanistan, Polonya, Estonya, Letonya Litvanya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya ve Almanya’da var. Fransa’da askerlik meslek statüsünde. Şartları uyanlar, sözleşme imzalayarak orduya katılıyor. İngiltere’de bir profesyonel muvazzaf ordu var. Ayrıca yedek gönüllü ordu bulunuyor. ABD’de ise profesyonel ordu ve yedekler var.

28 Nisan 2009 Salı

Liselere '24 Nisan' Tatili Geliyor

Milli Eğitim Bakanlığı yeni yönetmelikle, 23 Nisan Çocuk Bayramı'nda liselilerin de 2 gün bayram yapmasının yolunu açtı.
Milli Eğitim Bakanlığı, 4 milyon lise öğrencisi için '24 Nisan' gününü de tatil ilan edecek. 23 Nisan kutlamalarından sonra derse girmeyip tatil yapan lise öğrencileri, artık ilköğretim öğrencileri gibi ertesi gün de okula gitmeyecek. Bu arada liseli öğrencilerle birlikte 200 bin öğretmeni de tatil yapmış olacak. 24 Nisan ve 20 Mayıs'ta tatil yapan öğretmenler o günkü ders görevlerini yapmış sayılıyor ve ek ders ücretlerinde bir kesinti yapılmıyor.

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda hem ilköğretim hem de lise öğrencileri törenlerden sonra dinleniyor, ertesi gün de (20 Mayıs) tatil yapıyor. Yeni düzenleme ile 19 Mayıs'larda hem lise hem de ilköğretim öğrencilerine tanınan 'ertesi gün' tatili, 23 Nisan'larda da ilköğretimle birlikte lise öğrencilerine tanınacak. Liseliler için '24 Nisan tatiline' Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik onay verirken, yeni tatil günü 'ilköğretim ve lise öğrencileri arasındaki farkın kaldırılması' amacıyla gerçekleştirilecek.

Yeni düzenleme geçtiğimiz 23 Nisan'a yetişmediği için lise öğrencileri bu yılki 24 Nisan tatilini kaçırdı. Tatil kararı, Başbakanlık'ta bekleyen ve 45 yıllık eski yönetmeliği değiştirecek yeni 'Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin Resmi Gazete'de yayımlanması ile yürürlüğe girecek. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Merdan Tufan, 23 Nisan ve 19 Mayıs törenlerinde özellikle küçük yerleşim birimlerinde hem ilköğretim hem de lise öğrencilerinin görev yaptığını söyledi. Bu bayramlar için hazırlıkların uzun zaman aldığını ve öğrencilerin yoğun bir hazırlık dönemi geçirdiğini anlatan Tufan, "Bayramlardan sonraki gün öğrenciler ve öğretmenler dinlensin diye tatil yapılıyor. 20 Mayıs'ta her iki grup da tatil yaparken, 24 Nisan'da sadece ilköğretim öğrencilerinin tatil yapması bir eşitsizlik oluşturuyordu. Bu eşitsizlik öğretmenler için de geçerliydi." dedi.

Öğrencileri Türkiye'ye Çağırdı

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, yurtdışında master ve doktora yapan öğrencileri, öğrenimlerini tamamlamalarından sonra hemen Türkiye'ye çağırdı.
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Türkiye'de üniversitelerde öğretim üyesi sağlanmasında ciddi sorunlar bulunduğunu belirterek, yurtdışında master ve doktora yapan öğrencileri, öğrenimlerini tamamlamalarından sonra hemen Türkiye'ye dönmeye çağırdı.

Temaslarda bulunmak üzere geldiği İngiltere'nin başkenti Londra'da, Türk öğrenciler tarafından kurulan Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin, Westminister Üniversitesi ile ortaklaşa düzenlediği söyleşiye katılan Yusuf Ziya Özcan ve beraberindeki YÖK heyeti, çoğu İngiltere'deki türlü üniversitelerde master ve doktora yapan kalabalık bir öğrenci topluluğu ve Türk öğretim üyeleri tarafından karşılandı.

YÖK üyeleri Prof. Dr. Atilla Eriş ve Prof Dr. Durmuş Günay ile birlikte kürsüye çıkan Özcan, göreve geldiklerinden beri, üniversite kapılarındaki birikimi azaltmak için kontenjanları artırmak, bunun sonucunda ortaya çıkan Öğretim üyesi açığını azaltmak için de yeni öğretim üyeleri yetiştirmek üzere yurtdışına öğrenci göndermek gibi adımlar attıklarını söyledi.

Öğretim üyesi açığının kapatılması için ayrıca üniversiteler dışında bürokraside çalışan 487 kişiye de ulaşıldığını belirten Özcan, bu kişilere üniversiteye dönmeleri için öneri götürmeye hazırlandıklarını bildirdi. Aynı sorunun çözümü için sağlıklı ve çalışabilir durumda olan öğretim üyeleri için emeklilik yaşını 67'Den 72'ye çıkardıklarını da belirten Özcan, bir diğer alanda yaptıkları ciddi çalışmanın da mesleki ve teknik eğitimin yeniden yapılandırılması ve ülkenin ihtiyacı olan teknik elemanların yetiştirilmesine olanak sağlanması olduğunu kaydetti.

Bu amaçla meslek yüksek okullarındaki 2 yıl, 4 sömestrlik eğitimi 2 yıl 6 sömestre çıkardıklarını belirten Özcan, sözkonusu okullara girişin de sınavlı duruma getirildiğini de ifade ederken, ''Teknik eğitimin eskiden olduğu gibi yeniden prestijli duruma getirilmesini amaçlıyoruz'' dedi.

Bir diğer yeniliğin de teknoloji fakültelerinin kurulması olduğunu, buralarda uygulama mühendislerinin yetiştirildiğini anlatan Özcan, eğitim fakültelerini kapatarak bunların teknoloji fakültelerine dönüştürülmesinri sağlayacaklarını dile getirdi.

AKADEMİK BAŞARI

Genç araştırma görevlilerinin üniversitelere girişleriyle ilgili olarak artık herşeyin tamamıyla akademik başarıya endekslenmesini istediklerini belirten Özcan, bu konuda yapılan ve kimi eleştirilere hedef olan değişikliklerin bugüne dek yaptıkları şeylerin en iyisi olduğunu, 10 yıl sonra herkesin gelip ellerini sıkacağını söyledi.

''Bundan sonra üniversitelerde gerçekten kabiliyetli olanlar görev yapacak'' diyen Özcan, aynı biçimde doçentlik sınavlarında da öznelliği ortadan kaldırmayı istediklerini bildirdi.

Üniversite giriş sınavlarının da yeniden iki kademeli duruma getirildiğini, böylece bir öğrencinin tüm kaderinin 190 dakikalık tek bir sınava bağlanmasını önlemeyi ve ilgi alanları doğrultusunda hizmet veren çağdaş bir sınav sistemini oturtmayı hedeflediklerini anlatan Özcan, uygulanan yeniliklerin üniversite kapısındaki yığılmayı azaltması durumunda sınavı gelecekte daha da düzgün yapabilecek duruma gelebileceklerini kaydetti.

Özcan ayrıca, bir diğer isteklerinin de cumhuriyet dönemi boyunca başarılamayan İngilizce eğitimini rayına oturtmak olduğunu belirtirken, 2.5 milyon üniversite öğrencisi ve daha alt kademelerde eğitim gören 22 milyon öğrencinin dil öğrenmek konusunda sorunları bulunduğuna dikkati çekti.

Bu konuda ellerindeki en önemli silahın uzaktan eğitim silahı olduğuna işaret eden Özcan, bunun yanısıra her tatil döneminde anadili İngilizce olan kişilerin öğrencilerle biraraya getirilmesiyle gayet doyurucu sonuçlar alabileceklerine inandıklarını anlattı.

Özcan, bu konudaki pilot çalışmaların 3 üniversitede başlatılacağını, başarılı olunursa tüm üniversitelere yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini kaydetti.

''KİMSEYİ GERİ ÇEVİRMEYİZ''

Yurtdışında eğitim gören Türk bilim adamlarına ülkenin gerçekten ihtiyacı bulunduğunun altını çizen Özcan, bu durumda olup Türkiye'ye dönen hiç kimseyi sevseler de sevmeseler de geri çivermeyeceklerini de belirtti ve ''Kimseye hayır diyecek durumda değiliz, memleketin hepinize ihtiyacı var. Sizden ülkenize bu yardımı yapmanızı beklmiyoruz'' diye konuştu.

Özcan, daha sonra soruları yanıtladı.

Araştırma görevlisi kadrosunun alınmasıyla ilgili nesnel ölçütlerin nasıl uygulanacağı yolundaki bir soru üzerine Özcan, ''Bizim yaptığımız değişiklik öncesinde hiçbiriniz ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi gibi okullara giremezdiniz. Şimdi yapılan değişikliklerle başarılı olan her öğrenci gerçekten başarılıysa Türkiye'de bir üniversiteye girecek. Bu bir devrimdir. Oraya geldiğinizde ne olduğunu anlayacaksınız. Şimdi Üniversitelere giriş bir 'yiğitler harmanı'na döndü. Başarılı olan girecek. Ülkemizin önümüzdeki 20 yılında yapılan en iyi iş budur'' dedi.

Denklik konusunda mükemmel işler yaptıklarını, akredite kitaplarında adı geçen üniversitelerden mezun olanların denkliğinin hemen verildiğini belirten Özcan, üniversitelerde işe gireceklerle ilgili bir başka soruyu yanıtlarken de, ''İşe yaramayanların üniversitelere girmesi bundan sonra hayal. Yeterli birikime sahip olmayıp da üniversiteye giren bir kişiyi gösterin ne isterseniz yapmaya hazırım'' diye konuştu.

Salondaki gençlerin mecburi hizmet atamaları gibi özel durumlarıyla ilgili sorunlarını da dinleyen Özcan, eğitim gördüğü alanda bölüm bulunmayan Harran Üniversitesi'nde mecburi hizmet yapması göngörülen bir öğrenciye de, ''sen gelene kadar mutlaka bölümünü açacağım. Seni YÖK Başkanı'na bunu söylediğine pişman edeceğim'' diye espri yaptı.

Özcan, yurtdışında eğitim gören erkek öğrencilerin yurda dönüşlerinde önlerine çıkan askerlik sorununun nasıl çözülebileceği sorusu üzerine de bu konuyu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komuta kademesiyle görüştüğünü, ancak onların kendisine ordunun asker ihtiyacını ve bu konudaki güçlüklerini hatırlatarak yanıt verdiklerini söyledi.

Özcan, erkek öğrencilere bir an önce askerlik görevlerini yerine getirmelerini tavsiye ederken, bundan sonra öğretim üyelerine performanslarına göre maaş ödenmesi için bir ödül sistemi getireceklerini, bu biçimde öğretim üyelerinin maaşları kadar bir parayı kazanma olanaklarının ortaya çıkacağını anlattı. Bu paranın çalışana verileceğini de belirten Özcan, konuyla ilgili çalışmanın 2 aya dek sonuçlandırılacağını, bunun ardından akademisyenliğin cazip duruma geleceğini vurguladı.

Gençler Fikrini Savunamıyor

Bağımsız Eğitimciler Sendikası tarafından Pi Grup�a yaptırılan araştırmada, Türk gençleri ile ilgili ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

Bağımsız Eğitimciler Sendikası tarafından Pi Grup'a yaptırılan araştırma, Türk gençlerinin büyük bölümünün kendi işinin patronu olmayı planlamadığını ortaya koyarken, gençlerin iş kurmayı ve yürütmeyi �imkansız� ya da �çok zor� olarak değerlendirdiğini de gözler önüne serdi.

Araştırma, gençlerin, karşı cins ile ilişkide reddedilme korkusu yaşarken en fazla, beğenilme ve sevilme konularından tedirgin olduğunu da ortaya çıkardı.
Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) tarafından Pi Grup'a yaptırılan araştırma, Türk gençlerinin büyük bölümünün kendi işinin patronu olmayı planlamadığını ortaya koyarken, gençlerin iş kurmayı ve yürütmeyi �imkansız� ya da �çok zor� olarak değerlendirdiğini de gözler önüne serdi.
BES tarafından Pi Grup'a yaptırılan �Gençlik ve Gelecek Araştırması� Türk gençliğinin geleceğe yönelik beklentilerini ve kendine olan inancını ortaya koydu. Araştırmaya, 1719 genç arasında yapılırken, yüzde 46.7'sini bayanlar oluşturdu. Araştırmaya katılanların yüzde 57.4'ünü 18-24 yaş arası, yüzde 42.6'sını ise 25-30 yaş arası gençlerden oluştu. Gençlerin yüzde 22.7'si üniversite, yüzde 66.3'ü lise, yüzde 3.5'i lisansüstü, yüzde 7.5'i ise ilkokul mezunlarından oluştu.
Araştırmaya göre, Türk gençlerinin yüzde 70.93'ü kendisine güvenirken, yüzde 11.32'si güvensiz, yüzde 17.85 ise bu konuda kararsız. Eğitim sisteminin �kendi kendime yeterim duygusu� aşıladığına inananların oranı ise yüzde 19.58 olurken, yüzde 66.51'i ise inanmıyor. Bu konuda fikri olmayanların oranı ise yüzde 13.91'i buluyor.
Gençlerin yüzde 70.43'ü okulda, işte ve diğer ortamlarda fikirlerini rahatça dile getirdiğini belirtirken yüzde 16.51'i rahatça açıklayamadığını belirtiyor. Bu konuda da kararsızların oranı yüzde 13.06'yı buluyor.

TÜRK GENCİ FİKRİNİ SAVUNMUYOR

Araştırmaya göre, Türk gençlerinin yüzde 44.80'i bir fikri savunduğunda yalnız kaldığını görse dahi fikrini savunmaya devam ederken, yüzde 33.64'ü savunmaktan vazgeçiyor. Yüzde 21.56'sı ise bu tür bir durumda ne yapacağını bilmiyor.
Gençlerin yüzde 30.23'ü ise herhangi bir konuda karar alırken her şeyi kaybetme riskine girebileceğini belirtirken, yüzde 55.09'u riske girmiyor. Bu konuda da kararsız olanların oranı yüzde 14.68 oldu.
Türk gençlerinin yüzde 25.62'si bir konuda kriz yaşandığında çözüme kavuşturmak için mücadele ederken, yüzde 46.07'si gibi önemli bir bölümü ise konuyu kapattığını açıkladı. Bu tür bir kriz ortamında kararsız olan gençlerin oranı ise yüzde 28.31'i buldu.

GENÇLER �MADDİ GÜCE� İNANIYOR

Türk gençleri bir kişinin kuvvetli bir özgüvene sahip olabilmesi için maddi güç ve bilgi birikimi olması gerektiğine inanıyor. Gençlerin yüzde 19.01'i kuvvetli özgüven için maddi güç olması gerektiğine inanırken, yüzde 15.15'i bilgi birikimi olması gerektiğini, yüzde 12.94'ü güçlü aileye ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Liderlik vasfına ihtiyaç olduğuna inananların oranı yüzde 12.06 olurken, yüzde 11.02'si cesarete inanıyor. Gençlerin yüzde 8.55'i ise bu konuda da kararsız.
Araştırmaya göre gençlerin yüzde 57.69'unun ailesi, çocuklarının aldığı kararları genelde desteklerken, yüzde 31.04'ünün ailesi ise desteklemiyor. Gençlerin yüzde 74.12'sinin arkadaş çevresi ise aldığı kararları desteklerken yüzde 19.4'ünün arkadaş çevresi fikirlerini desteklemiyor.

GENÇLER, KARŞI CİNSE BEĞENİLME VE SEVİLME KORKUSU YAŞIYOR

Araştırma, genlerin karşı cinse yönelik olarak özellikle beğenilme ve sevilme korkusu yaşadığını da ortaya koydu. Gençlerin yüzde 27.95'i karşı cinsle arkadaşlık kurarken en çok sevilip sevilmeyeceği yönünde tedirgin olurken, yüzde 26.04'ü ise karşı cinsin isteklerini karşılama konusunda tedirgin oluyor. Yüzde 20.48'i beğenilme korkusu yaşarken, yüzde 14.95'i ise bir sorun yaşanıp yaşanmayacağından korku duyuyor.
Araştırmaya göre, gençlerin yüzde 37.67'si ise karşı cinsle ilişkilerinden reddedilme korkusu yaşıyor. Reddedilme korkusu olmayan gençlerin oranı yüzde 48.55 olurken yüzde 13.78'i ise bu konuda kararsız.

GENÇLER, BAŞARILI OLMAK İÇİN İŞ FİKRİ VE SERMAYEYE GÜVENİYOR

Araştırmaya göre, gençler iş kurmak ve başarılı olmak için iş fikrine ve sermayeye ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Gençlerin yüzde 35.56'sı iş kurmak ve başarılı olmak için en önemli unsurun iş fikri olduğunu, yüzde 23.20'si sermaye olduğunu, yüzde 15.01'i tanıtım ve reklam, yüzde 11.82'si ise planlı ve sıkı çalışma olduğunu belirtiyor. Yüzde 10.29'u özgüvene ihtiyaç olduğunu kaydederken yüzde 4.12'si ise hazır müşteriyi en önemli unsur olarak görüyor.
Buna karşın gençlerin yüzde 67.93'ü ilgilendiği bir konuda dünyadaki ve Türkiye'deki gelişmeleri takip etmezken, takip edenlerin oranı ise sadece yüzde 15.66'da kaldı.

GENÇLER PATRONLUĞU DÜŞÜNMÜYOR

Araştırmaya göre, gençlerin büyük bir bölümü şimdi veya gelecekte patron olmayı düşünmüyor. Gençlerin yüzde 30.71'i patron olmayı düşündüğünü belirtirken yüzde 57.57'si ise patron olmayı ne şimdi ne de gelecekte hiç düşünmüyor. Gençlerin yüzde 11.72'si ise kararsız.
Gençlerin yüzde 32.06'sı sıfırdan bir iş kurmayı �çok zor� olarak görürken yüzde 23.17'si ise �imkansız� olarak değerlendiriyor. Yüzde 19.08'i �olabilir� diye düşünürken, yüzde 11.15'i yapabileceği tek şeyin sıfırdan bir iş kurmak olduğunu belirtiyor. Bu konuda kararsız olanların oranı da yüzde 14.54'ü buluyor.
Gençlerin yüzde 70.18'i ise başka bir ülkede yaşasaydı daha aktif olacağını ve konumunun daha iyi olacağını düşünüyor.